04 May
2010

– 2010 yılındada keşif konvoyu tekrar karşımıza çıktı. 3000 karakteri geçmeyecek bir keşif hikayeniz varsa yada varmış gibi anlatmak isterseniz Competus sitesine girip yazmanız yeterli. Hikayenize ilginç öğeler katıp İndiana Jones tarzı efektlerle zenginleştirirseniz faydalı olabilir. Şaka tabiykide.

Başvuru Adresi: Competus
Başvuru Son Tarih: 10 Haziran 2010 saat 24:00
Juri Değerlendirme: 14 haziran 2010
Sonuçlar: 14-21 Haziran 2010 (e-posta ve mektup yolu ile)
Keşif Turu: 4 gece 5 gün – Yanınızda olmasını istediğiniz bir kişi ile beraber
Herşey Dahil: Araçlarla gezi – konaklama – yemek giderleri organizsyona ait.

Keşif Programı : Competus Keşif Konvoyu 2010- Batı Karadeniz

0. Gün / BULUŞMA: İstanbul Sabancı Center / Gerede

• Sabah saatlerinde, asfalt yol lastikleri takılmış ve tüm hazırlıkları tamamlanmış olan araçların Sabancı Center’a çekilmesi.
• Saat 14.00 gibi tüm misafirlerimizin Sabancı Center’da hazır olmaları ve kısa bir bilgilendirmenin ardından araçlarla yola çıkış.
• Yolda iki kez mola verilerek, Gerede Esentepe Otel’e ulaşma ve odalara yerleşme.
• Burada araçların asfalt tipi lastikleri, arazi tipi lastiklerle değiştirilmesi.
• Gerede Esentepe Otel’de aksam yemeği ve konaklama.
• İstanbul – Gerede 325 km. Molalarla birlikte yaklaşık 4 saat.

1. Gün / Safranbolu

• Sabah saat 07.00 – 08.00 arası kahvaltı.
• Saat 08.30’da araçlarda buluşma, gün hakkında bilgilendirme ve yola çıkış.
• Otelin hemen yanından “off-road” parkura giriş ve Arkut Dağı’nı aşarak Pazarköy’e varış.
• Köknar ve ladin ağaçlarıyla kaplı muhteşem Arkut Dağı’ndan ve yayla köylerinden geçiş.Parkurun, 15 km.lik bölümü zorlu bir etaptan oluşmakta.
• Öğlen Pazarköy’e varış ve köyde yarım saat fotoğraf molası. Pazarköy, göç vermesine rağmen, özgünlüğünü koruyabilmiş şirin bir Karadeniz köyü.
• Pazarköy’den hareket ve Pazarköy Göleti’ne varış.
• Pazarköy Göleti’nde yöreye özgü pide, salata ve ayrandan oluşan bir piknik yemeği.
• Yemekten sonra, dünyaca meşhur Yenice Ormanları’na giriş.
Türkiye’nin odunsu tür çeşitliliği en yüksek ormanı olan Yenice Ormanları, anıt niteliğindeki ağaçları, derin vadileri, akarsuları ve barındırdığı yaban hayatı çeşitliliğiyle Avrupa’nın 100 sıcak noktasından biri kabul ediliyor. Ayrıca, Doga Derneği’nin Türkiye’de belirlediği 305 önemli doğa alanından biri.
• Yenice Ormanları’ndan sonra önce Güney, sonra da Yenice’den geçip, Seker Kanyonu’na girerek, eşsiz güzellikteki yaylalardan geçerek Karabük’e varış. Buradan ana yolu takip ederek Safranbolu’ya varış.
• Safranbolu’da Cinci Han veya Havuzlu Konağa yerleşme ve yemekten önce dileyenler için tarihi Cinci Han Hamamı’na gidiş.
• Safranbolu’da aksam yemeği ve konaklama.
• Dileyen katılımcılar yemekten sonra Safranbolu’yu gezebilir.

2. Gün / Uluyayla – Pınarbaşı Ilıca Şelaleleri – Ballıdağ Ormanları

• Sabah saat 07.00 – 08.00 arası kahvaltı ve 08.30 gibi yola çıkış.
• Bugün keşif rotamızda ilk durağımız Uluyayla. Safranbolu – Bartın yolunu bir müddet takip ettikten sonra, muhteşem ormanlarla kaplı Uluyayla yoluna girilecek.
• Dağ ve orman yollarını takip ederek Uluyayla’ya varış.
• Muhteşem güzellikteki Kırlangıç Mağarası’na bir keşif yürüyüşü yapılacak. Kırlangıç Mağarası’nı yürüyerek geçerek (su olduğu için plastik bele kadar çizmelerden giyilmesi gerekebilir) mağaranın çıkışına dolanılacak ve ormandan yürüyerek başlangıç noktasına geri dönülecek.
• Mangalda alabalık, tavuk ızgara, salata, patates salatası ve meyveden oluşan öğlen yemeği molası.
• Yemekten sonra, doğuya yönelerek Valla Kanyonu’na varış.
• Valla Kanyonu’nda yer alan kamp alanında ateş basında kuzu çevirme, pilav ve salatadan oluşan akşam yemeği.
• Çadırda konaklama.

3. Gün / Ilgaz Dagı Milli Parkı Büyük Hacet Zirvesi / Ilgaz Dağı

• Sabah kamp alanında saat 06.30’da kalkarak kahvaltıdan sonra saat 08.00 gibi yola çıkış
• Ilıca Şelalesi’ne yürüyüş ve yüzme molası. Daha sonra Ilıca Kanyonunda halatla kanyon geçme aktivitesi.
• Kurtuluş Savası sırasında İnebolu’dan Ankara’ya gizli silah sevkiyatının yapıldığı ve meşhur Şehit Şerife Bacı gibi Anadolu kahramanlarının kağnılarını sürdükleri yollardan geçerek Saraycık Yaylası’na varış.
• Artık Ilgaz Dağları Milli Parkı sınırları içindeyiz.
• Yöresel Kastamonu köftesi ve salatadan oluşan öğle yemeği molası.
• Eşsiz güzellikte, keşfedilmemiş Ilgaz Dağları’nın içinden, derin vadileri ve muhteşem uzunluktaki kalem gibi gökyüzüne dikilen ağaçlardan oluşan ormanlardan geçerek 2600 metreye yaklaşan ve Ilgaz Dağları’nın en yüksek zirvesi olan Büyük Hacet’in zirvesine çıkış.
• Zirveden sonra, Beçin üzerinden, yine hiç kullanılmayan yollardan geçerek Ilgaz
Dağı Kayak Merkezi’ne ulaşma.
•Mountain Resort Otel’de aksam yemeği.
•Otelin bahçesinde, ormanın içinde gala yemeği. Yöresel canlı müzik eşliğinde sertifika dağıtımı.
• Ilgaz Mountain Resort Otel’de konaklayış.

4. Gün / Kırkpınar Gölü / İstanbul

• Sabah saat 08.00 – 09.00 arası kahvaltı ve saat 09.30’da yola çıkış.
• Batı Karadeniz’in İç Anadolu yaylasına bakan kesimindeki muhteşem güzellikteki
Kırkpınar Gölü’nden geçerek, bu bölgeye özgü köylerden Bayramören’e varış.
Burada ana yola inerek yaklaşık 100 km. ana yolu takip ederek Gerede’ye ulaşılacak. Burada verilecek öğle yemeği molasından sonra otobüsle İstanbul’a dönüş.

Katılım Koşulları

Competus Keşif Konvoyu’na katılım için…
2010 yılında Competus Keşif Konvoyu’nda yer almak, bu yılki programı kaçırmak istemiyorsanız ilk yapmanız gereken şey daha önce yaşadığınız, başınızdan geçen bir “keşif hikayesi”ni (3000 karakteri geçmeyecek şekilde) yazmak. Kendi keşif hikayenize, dilerseniz bir fotoğraf da ekleyebilirsiniz.

Tüm katılımcılardan gelecek “keşif hikayeleri” 14 Haziran 2010 tarihinde yapılacak jüri değerlendirmesinde ele alınacaktır. Jüri değerlendirmesi sonucunda “en ilginç keşif hikayesi”ni yazan 8 katılımcı, 14-18 Temmuz 2010 döneminde Batı Karadeniz’de düzenlenecek 4 gece-5 günlük Competus Keşif Konvoyu gezi programına yanlarında getirecekleri bir kişi ile birlikte katılmaya hak kazanacaktır.

Competus Keşif Konvoyu katılımcılarını neler bekliyor?
Temmuz 2010 döneminde gerçekleşecek tur programı dahilinde araçlarla günlük keşif gezileri, tarihi ve turistik yerlerin ziyaretlerinin yanı sıra katılımcıların (4 gece için) tüm konaklama ve yemek bedelleri Competus Keşif Konvoyu 2010 çerçevesinde Lassa tarafından temin edilecektir.

Katılım şartları:
Lassa Competus Keşif Konvoyu 2010’a katılmaya hak kazananların ve beraberindeki katılımcıların aşağıda belirtilen şartları sağlamaları gerekmektedir. İlgili şartları sağlamayan katılımcıların başvuruları, jüri tarafından seçilen hikayeler arasında belirlenmiş olsa bile, geçersiz sayılacak ve bu katılımcılar gezi programına katılım hakkını kaybedeceklerdir.

1. 1 Mayıs 1990’dan önce doğmuş olmak.
2. 14 Temmuz 2008 tarihinden önce alınmış B tipi sürücü ehliyetine sahip olmak.
3. 1 Mayıs 2010 tarihinden sonra alınmış, geçerli bir sağlık raporuna sahip olmak.
4. Off-road gezi programına katılmaya engel teşkil edecek bir sağlık sorununa sahip olmamak.
5. Temmuz 2010 döneminde yurtiçinde seyahat etme konusunda bir engeli olmamak.
6. Üniversite öğrenimine devam eden adaylar için: 2010-2011 öğretim yılında geçerli öğrenci belgesine sahip olmak.
7. T.C. Vatandaşı olmak.

Her katılımcı sadece tek bir başvuruda bulunabilir. Jüri değerlendirmesi sonucu kazanılacak gezi programına katılım hakkı başka bir kişiye devredilemez, başka bir ödül ile değiştirilmez, nakde dönüştürülemez. Önceki yıllarda Lassa Keşif hikayesi gönderip Competus Keşif Konvoyu’na katılmış kişiler kampanyaya katılamazlar. Kampanyaya başvurmaları halinde başvuruları dikkate alınmayacaktır. Katılımcılar, kendi keşif hikayelerinin tüm mecralarda yayınlanma ve kullanılma hakkını süresiz ve bedelsiz bir şekilde Brisa’ya devretmiş sayılırlar.
Brisa Bridgestone Sabancı Lastik Sanayi ve Ticaret A.Ş. kampanya koşullarında ve gezi programında değişiklik yapma hakkını saklı tutar. Kampanyaya Brisa Bridgestone Sabancı Lastik Sanayi ve Ticaret A.Ş. çalışanları ve birinci dereceden yakınları katılamaz. Promosyona katılan herkes bu kuralları kabul etmiş sayılır.

Takvim

* Başvuruların en geç 10 Haziran 2010 Cuma günü, saat 24.00’a kadar yapılması gerekmektedir.
* Jüri değerlendirmesi 14 Haziran 2010’da yapılacaktır. Sonuçlar, kazananlara 14-21 Haziran 2010 tarihleri arasında e-posta ve mektup yoluyla bildirilecektir.

Keşif Hikayem

2001 yaz ayları. Bianchi markası İzmir Yarış Pistinde yarış organizasyonu yapıyor. Bizde 5 arkadaş toplanıp, okul adına katılıyoruz bisiklet yarışına. Yarıştan 1 hafta öncesinde antreman için Şirinyer Hipodrom önünde buluşuyoruz. Herkesde bisiklet var. Nereye gidiyoruz diye birbirimize bakarken Emre Balçovaya gidiyoruz diyor. Saat sabahın 7:30’u İzmirin yollarında tek tük araba var. Bisikletlerle en uzun yolu kullanarak Üçyol – Hatay caddesini izleyip Balçova Migrosa geliyoruz. Markete girip soğuk sandviç ve içecek alıyoruz. Ama yolun sonunda içecek olarak gazoz değil su almamız gerektiğini öğreniyoruz.
Balçova Termal otelin yanındaki patikadan orman yoluna çıktıp 45dk bisikletlerle patikata sürekli tırmanma halinde gittikten sonra ilk kez bir izci kampına denk geliyoruz. Burada ilk molamızı verip biraz yemek yeyip ardından hiç kimseye bir şey sormadan tekrar tırmanmaya geçtiyoruz. Saat 11:00i gösterirken biz artık pedal çevirmeyip sadece bisikletlerle beraber yürüken buluyoruz kendimizi. Saat13’e doğru tekrar ormanlık araziye giriş yapıyoruz ve ilk canlı belirtisi olan köpek havlamaları bizim pedallara 2 kat daha fazla asılmamızıda beraberinde getiriyor. Fazla geçmeden de bir orman evine denk geliyoruz. O ana kadar tükettiğimiz içeceklerimizin aslında hiçbir şeye yaramadığını görmüş olduk.
Oradaki bayan bize hayvanların da su içtiği yalaktan su alabileceğimizi ve yıkanabileceğimizi söyledi. hayatımda yaptığım en iğrenç şey diyebilirim. Ama bu gibi suyun nasıl bir canlandırma gücü olduğunuda görmüş oldum. Kısa bir moladan sonra oradaki amcaya soruyoruz biz buradan nereye çıkabiliriz diye. O da bize Seferihisara çıkarsınız 1 saat uzakta diyor. Bizde hemen atlıyoruz tabi ki. Fırlama emre bizim orada yazlık var oraya gideriz diyor. Yuh yani. Biz tekrar o heyecanla Seferihisarı bulmaya hatta Seferihisara giden asfalt yolu bulmak için pedallara asılıyoruz. 2 saat geçiyor – 3 saat geçiyor asfalt yok. İçecekler tükendi saat 5’e yaklaşıyor. Biz o anda oradaki ormancı tarafından nasıl kandırıldığımızı anlamaya çalışırken karşımıza asfalt yol çıkıyor.
Sonradan öğreniyoruzki o asfalt yoldan araçla 1 saat sonra Seferihisarda olunabiliyormuş. Biz Bucaya geri dönmek için diğer yolu tercih ediyoruz. Hala o tekerleklerden çıkan sesler kulağımda. merkeze giden yol yaklaşık 4 km boyunca yokuş aşağı olduğunu görünce biz dayanamayıp bırakıyoruz kendimizi. Offf o nasıl bir ses, frenler tutmuyor, lastikler öyle bir tis ses çıkartıyorki kulaklara zarar. Sanıyorsunuzki 100km hız yapıyorsunuz. Yokuşun sonunda ise pek güzel bir semt sizi beklemiyor ne yazikki. Limontepe var. Arkamıza bile bakmadan otobüsü takip edip Balçova merkeze iniyoruz. Oradan geldiğimiz yolu takip edip eve gece saat 8:30da varıyoruz.
1 hafta sonra Karşımızda motokross pisti var ama o toprak pistin içinde topraktan başka herşey var. Çizi, dev kayalar, camlar. 2 kere lastiğimiz patlıyor, 3 kere zincir atıyor en sonunda ise ön tekerlek yamulup yarış dışı kalıyoruz. Bisikletlere elveda…

Bende katılayım istedim facebook hesabımla ilişkilendirip hiçbir form doldurmadan hemen Hikayemi yazdım ve yolladım. Facebook olmasa biz ne yapardık değil mi? Birde Keşif konvoyu olmasa nasıl hikayelerimizi paylaşabilirdik. Ahım şahım hikayelerim ne yazikki yok. Keşif hikayelerim sonuçta hep bir bahtsızlıkla biter her zamanki gibi yazdığım hikayede bir bahtsızlıkla bitti.

Lassa Beni Batı Karadeniz’e Keşif Konvoyuna Çağır

Reklam Alanı

 

Benzer YazılarEtiketler

3 Yorum - 2010 Competus Keşif KonvoyuYorum Yaz / Geribildirimde bulun

  1. Yorumcu / savas arslan / 31 Mayıs 2010

    herhan gibi bir yere özel kesif amacli gitmedim eger bu programa katila bilir sem birdaha bana sorulan böyle bir soru karsisin da anlatabilecegim bir kesif gezim olacaktir.

  2. Yorumcu / Ali BİLİR / 06 Haziran 2010

    mrhblr bu gün benim doğum günüm 06/06/1974 doğumluyum
    (hüseyin-bülent-emin ve ben) dört kafadar kaçkar dağları zirvelerinde kamp yapmaya karar verdik.ardeşene varmadan fırtına deresi kanyonuna saptık 1 saat araç yolundan sonra yaya tar deresi kanyonundan saparak 5 saat yürüdük kamp yapacağımız ovid düzüne vardık alabildiğine bir sis göz gözü görmüyordu.ama güneş açtığında tüm ihtişamıyla kaçkar zirvelerinin tam altında olduğumuzu fark ettik ve çadırımızı kurduk bir kaç tanesi faal taştan yapılmış yayla evlerini gördük.muşteşem krater göllerini ve üzülerek belirtiyorum buzulların erimesiyle bir çok derenin doğduğuna şahit oldum.hava da şansımıza çok güzel gidiyordu derken bir yağmur bir kıyamet rüzgar çadırımız yerle bir tüm eşyalarımız ıslak bir vaziyette yaylacı fatma ablaya sığındık bize ateş yakıp hala daha o lezzetinin damağımda kaldığını söyleyebileceğim kadar güzel muhlamayı pişirdi ve uyumamız dinlenmemiz için yayla evinin en güzel köşesi olan sığırların yanını gösterdi.o şartlar altında gerçekten evin en güzel yeriydi.çünkü evin başka bölümü yoktu sabah olduğunda kınalıkızın(sarı inek)bana baktığını fark ederek uyandım anladım ki doğal yaşam buymuş.biz sadece çikolatamız ekmeğimiz ve şekerimiz hariç tüm erzağımızı nasılsa dönüyoruz diyerek fatma ablaya bıraktık.yolda yine muhteşem bir yağmur derken lordeçor yaylasına vardık burası alabildiğine uçsuz bucaksız ormanları olan doğa harikası küçük bir çimenlik ve sağda solda bir kaç ahşap yayla evi küçük bir akarsuyu olan bir alan.tıpkı masallardaki gibi çok şirin bir yer.havanın kararmasıyla yola devam edemedik vede yağmur tekrar etmişti evlerden birine girdik açık şömine ateşi eşliğinde kıyafetlerimizi kuruttuk tüm yiyecekleri paylaştık ekmeği şekeri hatta çikolatayı bile paylaştık çünkü hepimiz acıkmıştık ve buna karşın adil olmalıydık.yayla evindede yağ ve un bulmuştuk buda bize tam bir ziyafet demekti.aklımıza krep yapmak geldi ama hiç birimiz yapmasını bilmiyorduk derken aramızdan emin ben annem yaparken görmüştüm der ve başlar krep yapmaya allahım ne krep.sonraları öğreniyorumki yağı tavaya az dökmemiz gerekiyormuş.bizim hamurlar yağın içinde dalıp çıkıyorlardı.evde bulduğumuz olta ile dereden bir kaç balık tuttuk işte bu tam bir ziyafetti tar deresi kanyonunun o muhteşem manzarası eşliğinde 3 saat 5 saat derken ayder yoluna düşdük.yoldan geçen bir minibüse atladık gidiyoruz herkesler bize bakıyor turistler filan gülmeler ve eve geldiiiiik.günlerce süren macera yağmur afet bizi hani derler ya tam bir orman kaçkınına çevirmiş ama tabii farkında değiliz doğa büyülemiş bizi.eve geldik ama ne geliş eşyaları çantaları boşaltıyoruz herkes bize bakıyor ve gülüyor.meğer o yağmur ardından açık ateşte eşyaları kurutmak ardından tekrar ıslanması yaylanın o muhteşem kokusunu üstümüze sindirmiş.doğa çarpmış bizi doğa
    herşeye rağmen her olumsuzluğa rağmen çok çok keyif aldım çok eğlendim adeta deşarj oldum.istanbula döndüğümde sanki yeniden doğmuş gibiydim böyle bir organizasyonada çok uzun süredir planlamakta olduğum fakat o ekibi bir türlü bir araya getirmeyişimden dolayı çok özlem duyuyorum.lütfen beni bu organizasyona almanızı rica ediyorum.bu bana doğum günü hediyeniz olur.

  3. Yorumcu / gülseren olgaç / 08 Haziran 2010

    merhabalar ben gülseren hem gezmeyi hem macerayı seven bir kişiliğe sahibim biz sevgilim bahadır ile görülmemiş yerleri keşfetmeyi hızı ve adrenalini arabaları seven bir çiftiz neredeyse hayatımızın büyük bir kısmı bu maceralarla dolu:)en son olarak antalya kemer de gezerken bir sürat teknesine binmek için plan yapmaya başladık o sırada sürat teknesi olan birisine gidip bu isteğimizi dile getirdik ve maceramız böylelikle başladı sürat teknesine bindik ve antalyanın görülmemiş saklı kalan tüm güzelliklerini görmeye başladık ve yolculuğumuzda bizimle yarışan yunuslar bizi çok mutlu etti:))yaklaşık olarak tam 4 saat tekne ile gezdik sonrasında sahile vardığımızda en büyük keyfimiz olan midye çıkartarak bizi teknesi ile gezdiren kişiye ikramda bulunduk bu masrafsız ve keyifli yolculuğumuzu balık tutarak tamamladık ama eve dönüşümüz tam olarak bir maceraydı:))elimizde balıklar ve servise binmek için yola çıktık ancak biz yanlış yerde beklediğimiz için ne gelen var ne giden beklediğimiz yer toros dağlarının arasında kimsesiz bir yer:(ve akşam olmaya başladı yanımızda ne bir fener ne su ne yemek hiçbirşey ve sonunda hava karardı eve tam olarak 30 km uzaklıktayız ve bulunduğumuz yerde tekiz ve biz o karanlıkta dağların arasından tam 30 km yürüyerek eve döndük ancak o yaşadığımız kabusu eğlenceli hale getirerek şarkılar söylerek eve varmaya çalışıtık ama şarkıların sözleri bir süre sonra birbirine girdi:))))ve tüm şarkıları bir bütün olarak söyledik eve gittiğimizde aç susuz ve yorgun resmen bayıldık ama sonrasında süper bir macera yaşadığımızı tüm arkadaşlarımıza anlattık:))yani bu süper organizasyonda yer almak isteyen çılgın ikili olarak yer almak bizi inanılmaz mutlu edecektir bu organizasyona bizide aranıza almanızı çok isterim:)sizinle yaşayacağımız bu macerada bizim çocuklarımıza anlatacağımız güzel bir anı olur:)teşekkürler

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Reklamlar / Reklam Bilgi

Facebook / Aramıza katıl

Otomot Ağ / Hakkında

 

© 2010 Otomot.NET - Otomobil ve Motosiklet

14 Aralık 2006 tarihinden beri yayındayız. Site Haritası

OtomotWeb Teması Uretgec.com - Tasarım Ofisi