– Autoshow 2010 VIP günü için düştük İstanbul yollarına. 2 günlük maceranın ilk günü durağımız saat 14’ten itibaren CNR EXPO Autoshow 2010 fuarıydı. Stantlar, araçlar, hostesler, görevliler özellikle ellerinde bezle dolaşan görevliler hazırdı. Davetiyemizi gösterip içeri girdik ve doğrusu araçlar hariç hayal ettiğim tarzda bir Basın günü yada VIP günü değildi. Kötü anlamda söylemiyorum tabi ki. Çünkü hayal gücümün ne kadar gereksiz derecede olayı büyüttüğünü görmüş oldum. Gelin VIP gününde neler oldu bir göz atalım.
– 28 ve 29 Ekim’de İstanbulda olacağım ve bu 2 günü 2 yazı ile sitemde yayınlayacağım.
– Auto Show 2010 fuarı 28 Ekim 2010 VIP, Basın, Medya günü diye geçmekte. Belli sayıda firma ben ve benim gibi otomobille ilgili sitesi olan kişileri bu güne davet etti. Fiat, Renault, Chevrolet, Peugeot. Fiat’ı artık biliyorum. Her etkinliklerine çekinmeden davet ediyorlar. Renault ve Chevrolet firması ilk kez böyle bir davette bulundu. Peugeot ise 26 Ekim günü bir davetiye e-postası gönderdi ama beni 2 hafta önceden haberdar eden Fiat, Renault ve Chevrolet’e davetlerine katılacağımın sözünü vermiştim bile. Burada esas amaç benim davete gidip otomobillerinin fotoğrafını çekmem değil. Yetkilileriyle tanışıp fikirlerim kendilerine iletmem esas amacım. Benli konuşuyorum ama ben dahil tüm bu tarzda siteleri olanlar içinde aynı durum geçerli.
– Auto Show fuarına İstanbulda ilk kez katılım göstermekteyim. Bu nedenle önceki fuarlar hakkında bir bilgim yok. İlk kez katılıyor olmam ve VIP davetiye gönderilmesi benim hayal gücümün fazlaca çalışıp beni yanıltmasına neden oldu. Az sayıda kişi, kameraman, muhabir, fotoğrafçılar beklerken inanılmaz kalabalık bir ortamla karşı karşıya kaldım. Düşünüyorum VIP ile fuarın ilk günü arasında ne fark var ya da farkı ne yaratıyor. Bunun cevabını henüz bulamadım doğrusu. Burada yine kendime kızıyorum. Yabancı sitelerde lütfen Autoshow VIP diye aratın ne demek istediğimi anlayacaksınız?
– Firma sayısı belli. Lansmanı yapılacak araçlar belli. Ama hiçbir noktada siz hangi aracın hangi saatte tanıtılacağını bilemiyorsunuz. Aynı saatte belkide 5 araç lansmanı yapılıyor ve siz sadece bir tanesine gidip ilk ağızdan bilgi alabiliyorsunuz. Gerçi Paris Auto Show’dan sonra bunun ne kadar mantıklı olduğunu bilemiyorum. Bu nedenle bende davet eden firmaların standarlarına giderek lansmanlarını izleme fırsatı yakaladım. Keşke her lansman saati ayrı olsaydı ve belli bir sıra dahilinde gerçekleşseydi. Bu durum belkide benim acemiliğimden kaynaklanıyor, böyle bir lansman listesi var ve ben bilmiyor olabilirim. Eğer böyle bir durum varsa, ben bunları öğrenemediysem kendi hatamı kabul ediyorum.
– Birkaç sitede de benzer yazıları okudum. Belli firmaların standları fuardan ziyade galeriyi andırıyordu. Lamborghini,Maserati ve Ferrari ilgimizi çektiği için galeri kapısında bekleyen görevlilere nasıl içeri girebileceğimizi sorduk. Kendilerinden gelen yanıt ya Basın Kartınızı gösteriniz yada bu firmanın davetlisi iseniz davetiyenizi göstererek galerideki araçları yakından bakabilirsiniz denildi. Bu firmalara kızmacak gibi bir durumum yok ama fuar ne amaçla yapılıyor – fuar dediğimizde ne anlamamız gerekiyor henüz o konuda bir fikir birliğine varabilmiş değilim. Tabi ki burada ziyaretçi kaliteside ortaya çıkıyor denebilir.
– Fazla didiklemenin manası yok ama son olarak fuar alanları devasa, stantlarda devasa boyutlarda yapılmak durumunda kalınmış. Her standın arkasında dev ebatlarda bazılarında 2 katlı oturma bölümleri yer alıyor. Gözüme çarpan firmalar ise Mercedes ve Suzuki standları oldu. Oradaki görevlilerin hepsinin aşağıda olmaları ve standı ziyaret edenlere bilgi vermeleri gerekiyor. Ama ortaya şöyle bir durum çıkıyor. (Tüm stantlarda böyle bir durum yok. İstediğinizde görevliyi bulup istediğiniz soruyu sorabiliyorsunuz.) Standa giriyorsunuz, bir görevli arıyorsunuz. Görevli ararken gerçekten tek sapın kendiniz olduğunuzu anlıyorsunuz. Çünkü aynı hastanelerdeki gibi bir görevliye 200 ziyaretçi düşüyor neredeyse. Bir de sorulan sorular hep aynı olunca ilk 2 saatten sonra görevlilerde bıkmış ve bitkin düşmüş oluyorlar. Doğal olarak gözler direkt hosteslere çevrilmiş durumda. Hosteslere hep standart bilgi verildiğinden dolayı istediğiniz bilgiye ne yazikki ulaşamamaktasınız. Eğer bıkmış durumda olan ve telefonla uzun görüşmeler yapmayan boşta bir görevli bulursanız ve yanaşıp daha bir soru sormadan onlar araçlarının fiyatlarını ve özelliklerini saymaya başlıyorlar ama bizim amacımız fiyat değil detay alabilmek. Ne yazik ki istenilen bilgileri edinmek için bir standta 1 saat harcamak ve görevliyi bulup en az 15 dk sabit tutmanız gerekli. Bu gibi bir durumda pek mümkün değil. Sonra şu şekilde yorumlar çıkıyor. “Fuara hosteslere bakmak için gidiyorlar.” Evet doğru çünkü hostese araç hakkında bilgi alacaktık görevli biri var mı diye sorun. Buyrun benden bilgi alabilirsiniz diyorlar.
– Hyundai’nin model isimleri beni gerçekten zorlamaya başladı. i serisi, iX serisi diye gidiyor. Aynı şekilde fx,xd gibi isimleri İnfiniti markasındada görüyorum. Ayrıca VIP günü standı galeri gibi kullanan İnfiniti, fuarın ilk günü herkese açıktı. Mitsubishi iMiev modelini 2 ayrı stantta daha görmek ilginçti ama içlerinden sadece Mitsubishi firması aracı yakın zamanda satacağını söyledi. Peugeot ve Citroen ise konsept demekle yetindiler. Hatta Peugeot modellerinin detay ekranlarının güvenlik donanımı bölümlerinde “Merkezi kumandalı anahtar” cümlesini görmeyi beklemiyordum. Doblo EV modelinin bilgi ekranında Fren tipi açıklaması “enerji geri dönüşüm sistemi ” olarak yazılmıştı. Subaru standı bir köşede sıkışmış olması, Suzuki’nin motosikletlerinin ön planda ve çok sayıda ziyaretçi çekiyor olması, VW yeni Jetta modelindeki gördüğün ilginç ziyaretçi izdihamı bana çok ilginç geldi…
– Tüm bu olumsuz gördüğüm konuları bir yana bırakalım. Bazı araçlara yakından bakamamış, dokunamamış olsamda yüzlerce aracın olduğu bir ortamda bulunmak beni mutlu etti doğrusu. VIP günü sırasıyla Chevrolet standında Camaro ve Corvette modellerini yakından inceledik, firma yetkilileri ile sohbet ettik ve araçları yakından görme, dokunma fırsatı yakaladık. Renault standına geçip Latitude ve Fluence Z.E. modellerini tanıdık. VW standında Yeni Jetta’nın tanıtımının sonuna yetiştik ama ne biçim bir durumdu anlatamam standın önü resmen etten duvar örülmüş. Hergün yolda gördüğümüz Jetta modelinin yenisini görmeye imkan kalmadı. Audi A7 sportback’e baktık. Ben pek bir şey anlamadım bu Sportback modelinden. Fiat standında Doblo EV modelini tanıdık ve Fiat’ın Facebook üzerinden vanlı yayınladığı bir şöyleşiye katıldık, Ford standında 2012 Ford Focus, Opelin GTC Paris konseptini, Hyundai’nin genesis Coupe, aşkım olan BMW 5.30d modelini kurcaladım, Honda’nın CRZ ve İnsight modellilerine baktım, Mercedes F-800 ve martı kanadını inceledim, Peugeotun 200.yaşını ve getirdiği konsept araçları çok beğendim, Seat’ın Ibiza modelinde uyguladığı donanım paketlerini gözüme güzel göründü, Suzuki’nin 2 katlı misafir bölümü hoşuma gitti ve sattıkları belli sayıda Grand Vitaraların ithalattaki bir sorun nedeniyle toplatılıp araç sahiplerine 2011 modellerinin verilmesinin gerçek olduğunu öğrendim, Toyota’nın beyaz ve çevreci köşesine hayran kaldım, Volvo’nun S60 modeli söylendiği gibi güzel bir araç ve ve ve en sona aslında fuar süresince satış rekorları kırabilmesi olası Kia Magentis‘i bıraktım. Yüksekte dönen bir platforma konan aracı kırmızı elbiseli bir hostes tanıtımını yapıyordu. Platform döndükçe hosteste hareket ederek aracın fotoğrafının çekilmedik yeri bırakmıyordu. Saab, Mahindira,Jeep, Samand, Daihatsu, Chrysler, Chery firmalarını göremedim. Arada bir yerde kalmış olabilirler.
– Fiat reklam filminde kullandığı araçlarını, Alfa Romeo klasik 33 Stradale modelini, Chevrolet Camaro ve Corvette ikilisini, Renault F1 aracını ve Zoe konseptini, Ford ralli otomobillerini, Honda FCX ve hybrid araçlarını (Artık ASIMO görmek istemiyoruz.), Mercedes Konsept modeli F800 ve martı kanadı, Peugeot ve Citroen’nin konseptleri ve ralli otomobilleri, Toyota’nın hybrid köşesini görmek için gidilmesi gereken bir fuar. Ama fuara hergün yolda gördüğünüz araçları değil görmediklerinizi merak edip gidin ve sorularınızı sakın esirgemeyin. Soru Sorun cevap alın tekrar sorun. Belkide bu sayede bir şeyler değişir Auto Show değilde İstanbul Auto Show olarak ün yapmaya başlar. Ayrıca firmaların bu kadar büyük standrlar ve harcamalar yapmasına gerek olmadığını düşünüyorum. Belli sayıda araç her aracın başında 2 görevli olması yeterli. Basit olan her şey güzeldir ve hiçbir zaman unutulmazdır….
– Beni ve arkadaşım Emre ile VIP günü fuarı dolaşma fırsatı yakaladık. Bu olanağı tanıyan, davet eden ve yakından ilgilenen tüm firma ve yetkililerine teşekkürlerimi sunuyorum. Burada yazdıklarımı ve daha fazlasını tanıştığım ve konuşma fırsatı yakaladığım tüm yetkililere aktarmaya çalıştım.
2 Yorum - Auto Show 2010 VIP GünüYorum Yaz / Geribildirimde bulun